15 Nisan 2013 Pazartesi

SOKAK KEDİSİ BOB






Eğer kediniz varsa veya kedi seven biriyseniz mutlaka okumanız gerekir. Uyuşturucu bağımlısı bir sokak çalgıcısıyla bir sokak kedisi olan Bob'un zaman zaman komik, bazen de duygusal olarak gelişen yaşam hikayeleri. Bir kedinin, yaşamı sokaklarda geçen bir insanı nasıl değiştirdiğini gözlemliyoruz. Bu kitabı okuduktan sonra kedilere daha başka gözle bakmaya başladım.









Kitap James Bowen tarafından yazılmış ve olay kendi başından geçiyor. Yani yazarın kendi öyküsü. Kitabın özgün adı, A Street cat Named Bob.









Şu güzelliğe bakar mısınız? Gerçi sahibi tasmayla gezdiriyor, bu bana çok gerçekçi gelmedi ama. :)) Köpek tamam da kedi tasmayı kabul eder mi ya?









Sahibi sokaklarda şarkı söylüyor o da yanında saatlerce oturuyor.







Evlerinden kilometrelerce uzakta metro istasyonuna gidiyorlar her gün, Bob sahibinin omuzunda bu süreçte.









Bob kitabının tanıtımını yaparken görülüyor. :))) 22 dile çevrilen bu kitabı mutlaka okuyun. Elinizden bırakamayacaksınız.


13 Nisan 2013 Cumartesi

İSTANBUL ARKA SOKAK LEZZETLERİ





Dergilere, gazete eklerine baktığınız zaman İstanbul'da yemek yenecek birçok yerle karşılaşırsınız. Ama hemen hepsi lüks ve pahalı yerlerdir. Bunlar genelde mezeleriyle, kebaplarıyla, şaraplarıyla veya servisleriyle ünlü yerlerdir. Halbuki İstanbul'da bunların dışında Balkan, Kafkas ve Ortadoğu tatları taşıyan çok geniş bir yemek kültürü var. Ansel Mullings ve Yigal Schleifer adlı yazarlar bundan yola çıkarak bütün İstanbul'u taramışlar ve arka sokaklarda kalan bu lezzet yerlerini keşfederek bir kitapta toplamışlar.









İstanbul'da yaşayan ve çok dolaşan bir kimsenin arka cebinde olması gereken bir kitap. Canınız köfte mi istedi? En ucuz ve en güzeli nerede yenir? Veya kokoreç m çekti canınız gönül rahatlığıyla yiyebileceğiniz yer neresidir? Hatta simidin en güzeli, kurufasülyenin hası nerededir? Hepsi var kitapta.









Kitap İstanbul'u bölge bölge ayırmış bu yüzden istediğiniz yeri bulması çok kolay. Hatta Beyoğlu bile Yukarı Beyoğlu, Aşağı Beyoğlu diye ayrılmış.








İstanbul'un dışında yaşayıp bu şehre gelmeyi düşünenler için de tam bir kaynak kitap. Kitap 2010 yılında Boyut yayınlarından çıkmış.Sevin Turan çevirmiş.İstanbul'da yaşıyorsanız, gezmeyi, yemeği seviyorsanız tam size göre. Tavsiye ediyorum.

11 Nisan 2013 Perşembe

GİZLİ MİRAS - Ahmet Karayün







 Birçok blogda devamlı bir çekiliş var bazıları çok da güzel hediyeler veriyor. Ama ben prensip olarak katılmıyorum. Geçen hafta bir kitap bloğunda yorum yaptım. İlk yorumu ben yapmışım blog sahibi de ilk yapana kitap göndereceğini yazmış postunun sonunda . Ben bunu sonradan gördüm. Neyse adres bilgilerim istendi ve kitabım kısa sürede geldi. Benim için en büyük hediye kitaptır. Kargoyu heyecan ve sevinçle açtım, içinde Ahmet Karayün'ün Gizli Miras adlı kitabı, bir sürü ayraç, kitabın posteri ve kitabı basan "adomajans"ın bir kartı çıktı. Her zaman kendim seçmediğim bir kitabı okumakta zorlanırım. Açıkcası bu kitaba da aynı önyargıyla yaklaştım. Fakat yanıldığımı kısa sürede anladım. Daha ilk sayfadan olayın içine giriyorsunuz ve sonuna kadar elinizden bırakamıyorsunuz. Hele sonlara doğru inanılmaz sürpriz bir şekilde gelişiyor. Okumanızı öneririm.








Okurken yanınızda bir de kurşun kalem olsun. Romanda çok güzel sözler var altını çizersiniz.






Arka Kapak

Miras denince aklınıza hemen para mı geliyor? Peki, size kalan miras bir kasa şarap, bir kütüphane dolusu kitap olsaydı ne yapardınız? Kanı kanla yıkayabilir misiniz? İntikam almanın tek yolu tabanca ve şiddet midir? İhanetsiz aşkı bulmak bu kadar mı zor? İntikam; soğuk yenince mi, sıcak yenince mi lezzetli bir aştır? Tüm bu sorular beynine yıldırım gibi düşen Galip, vardığı yol ayrımında ne karar verecek? İstemediği halde kendini ortasında bulduğu bu savaştan aklı mı, duyguları mı galip çıkacak?

Erdal Demirkıran/ Dünyanın En Akıllı İnsanı.
(Nefes almadan okuyacaksınız;az kalsın ölüyordum).



Yazar:Ahmet Karayün

Sayfa Sayısı: 228
Dili: Türkçe
Yayınevi: Adom Yayıncılık

8 Nisan 2013 Pazartesi

GÖLGESİZLERİN TUTKULU DANSI - TESS GERRITSEN






Kitabın ilk 50 sayfasını büyük bir hayal kırıklığı içinde okudum. Tess Gerrıtsen'in alıştığımız tarzının çok dışındaydı ve çeviri hataları yüzünden olayları ve şahısları anlamakta güçlük çekiliyordu. Ama sonra müthiş bir macera ve aşk da girince işin içine kitabı elimden bırakamadım.

Aynı zamanda aynı yere giren iki kişi. Olay hırsızlık gibi görünse de amaçları farklı ikisininde ve orada karşılaşıyorlar. Sonra kesişen bu yolda heyecan verici  olaylar birbirini takip ediyor. İkisi de aslında suçsuz olduklarını ispatlamaya çalışırken komplolar, trajik olaylar ve bunlarla beraber süregelen bir aşk hikayesi. Okumanızı tavsiye ediyorum. Tess Gerrıtsen'i çok seveceksiniz.








Kimi zaman benzerlikler, kimi zaman da zıtlıklar bizleri birleştirendir. Tess Gerritsen severler nefes kesici bir macera ve tutkuyla karşı karşıya...
-Romantic Times-

Tesadüf eseri aynı anda, aynı yerde farklı amaçlarla bulunan iki gölgesiz...Servet değerindeki sanat eserleriyle yüklü olduğu söylenen bir gemi ve gemideki masum insanların katledilişi... Eski sevgilinin âşığına yazdığı mektuplar... Kazanç elde etmek için her yolu mubah gören bir adam...

Tüm bu karmaşaların ortasında kaderin bir araya getirdiği iki yabancı, masumiyetlerini ispat etmeye çabalarken bizleri komplo,trajedi ve tutkulu bir aşkın içine çekerek, heyecan dolu bir maceraya sürüklüyor.

Tıbbi gerilim romanlarının ustası Tess Gerritsen, Gölgesizlerin Tutkulu Dansı'nda sağlam karakterler yaratmadaki başarısını bir kez daha ortaya koyuyor.
-Booklist-

Heyecanı her zaman zirvede tutmayı başaran Tess Gerritsen, sizleri karşı konulmaz bir serüvene çekiyor. Bu kitabı okurken gölgesizlerin peşine takılmamak imkânsız.
-Publishers Weekly-

Gölgesizlerin Tutkulu Dansı'nda sırların, ölümlerin, gözü dönmüş insanların içinde kendi masumiyetlerini ortaya çıkarmanın peşinde olan kahramanlar, okuyucuları heyecan dolu bir maceraya sürüklerken, romantizmin sınırlarını zorluyorlar.
-The Times-
(Tanıtım Bülteninden)



1 Nisan 2013 Pazartesi

GRİNİN ELLİ TONU




Aylardır sadece Türkiye'de değil, dünyanın birçok yerinde liste başı olan bu kitabı nihayet bitirdim.Herkes 2-3 günde bitirmiş ben neredeyse bir aydır okuyorum. Yoğun cinsellik hatta zaman zaman pornoya kaçan ögeler taşıyan bu roman niye uzun süredir liste başı bir anlam veremiyorum. Hani sadece Türkiye'de olsa cinsellik konusunda sıkıntıları olan bir millet olduğumuzdan normal karşılanabilir ama ABD gibi, İngiltere gibi  dünyanın birçok çağdaş ülkesinde de en çok okunanların başında. Üçlü bir seri ben diğer ikisini okumayacağım.










Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı... Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak!

Edebiyat ögrencisi olan Ana Steele, genç girişimci Christian Grey'le röportaj yapmaya gittiğinde son derece çekici, zeki ve sinir bozucu bir adamla karşılaşır. Toy ve masum Ana, bu adama duyduğu arzu karşısında şaşkına döner ve adamın gizemli doğasına rağmen ona yakınlaşma arzusuyla yanıp tutuşur. Ana'nın güzelliği, zekâsı ve özgür ruhuna direnemeyen Grey de onu istediğini kabul eder, ancak şartları vardır...

Grey'in sıra dışı erotik istekleri karşısında şoka uğrayan ama bir yandan da heyecana kapılan Ana tereddüde düşer. Büyük başarısına rağmen -çokuluslu şirketleri, uçsuz bucaksız serveti ve sevgi dolu bir ailesi vardır- Grey şehvete esir olmuş ve hükmetme hırsı olan bir adamdır. Çift, cüretkâr ve tutkulu bir fiziksel ilişkiye yelken açarken, Ana, Christian'ın karanlık sırlarını ve kendi gizli arzularını keşfeder. 
(Tanıtım Bülteninden)
Türkçe (Orijinal Dili:İngilizce)
576 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 21 cm 
İstanbul, 2013, 4. Basım
ISBN : 9786055289836
Editör : Aycan AkZeynep Tür


28 Mart 2013 Perşembe

KÜTÜPHANE HAFTASI





Bu hafta kütüphane haftası. Kitap okuma oranımız ülke olarak zaten  düşük bir de bilgisayar ve diğer teknoloji ürünleri girdi yaşamımıza iyice uzaklaştık kitaplardan. Ama bu özel haftada birçok etkinliğin haberleri çıktı basında, internette, bu tabi çok sevindirici. Ama gene de çok kişi bu haftanın "Kütüphane haftası" olduğunu bilmiyordur bile.












Merak ediyorum acaba ilköğretim okullarında bu haftadan bahsediliyor mu?  Etkinlikler yapılıyor mu?














Senede hiç olmazsa iki kez çocukları yukarıdaki fotografdaki gibi topluca kütüphaneye götürseler oranın kurallarını öğretseler, sessiz, huzurlu ortamda kitap okumanın zevkini alır minikler.












Bakın yukarıdaki ne kadar güzel bir etkinlik. Ama televizyonda, yazılı basında yeterince yer aldı mı acaba hiç zannetmiyorum.

Haftanız kutlu olsun. Bol okumalı günler olsun.

21 Mart 2013 Perşembe

DÜNYA ŞİİR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN







Bugün kütüphanenizdeki şiir kitaplarına bir bakın, belki biraz Cemal Süreya okursunuz, belki Aragon'la beraber "Öyle derin ki gözlerin..." dersiniz, belki biraz Pablo Neruda, biraz Nazım Hikmet, sonra da Turgut Uyar derken bir bakmışsınız ki etrafınız şiirle dolmuş taşmış! Taşsın, ne çıkar, çünkü bugün Dünya Şiir Günü!



















İlk kez 1999 yılında UNESCO tarafından ilan edilen ve dünya çapında kutlanan Dünya Şiir Günü'nün amacı "farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji sağlamak"olarak nitelendiriliyor. Şiirin sorgulayarak çeşitlilik yarattığını belirten UNESCO, dil çeşitliliğini kutlamak için bugünü şiir günü olarak ilan etmiş.






Şiir okumayı, yazmayı, yayınlamayı teşvik etmeyi amaçlayan Dünya Şiir Günü, önceleri 5 Ekim'de kutlanırken 20. yüzyılın sonlarına doğru 15 Ekim'de kutlanmaya başlanmış. Uzun süredir 21 Mart'ta kutlanan Dünya Şiir Günü, bazı ülkelerde halen bu tarihlerde kutlanıyor.


















Türkiye Yazarlar Sendikası, 21 Mart Dünya Şiir Günü’nü sokakta şiir okuyarak kutluyor.  “Şair Yollarda, Şiir Her Yerde” adıyla düzenlediği geleneksel yürüyüş bugün saat 11.00’de Kadıköy Postanesi önünden başlayacak. Eray Canberk’in yazdığı Şiir Günü Bildirisi’nin okunmasıyla başlayacak buluşmada, sokakta şiirler okunacak ve şiir dergileri dağıtılacak. Surp Takavor Kilise Meydanı’nda ise 5. TYS Meydan Okuması’nı yapılacak.



Dünya Şiir Günü Ankara’da Nâzım Hikmet ve Pablo Neruda’nın şiirleri okunarak kutlanacak. 14.00’te Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Hasan-Ali Yücel Konferans Salonu’nda başlayacak etkinlik, Eğitimin Kültürel Temelleri Bölümü,
Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Şili Büyükelçiliği Kültür Ataşeliği tarafından düzenleniyor.