22 Şubat 2015 Pazar

SENDEN ÖNCE BEN - JOJO MOYES




Zaman aaman bir yerlerde karşıma çıkan ama okuma fırsatı bulamadığım bir kitaptı. Nihayet aldım ve iki günde okudum. O kadar derin bir dram içeriyor ki kitabı en fazla iki günde okumanız gerek yoksa etki alanından kurtulamaz insan. Diyebilirim ki şimdiye kadar okuduğum en etkileyici kitaplardan biriydi. En başta nefis bir çeviri. Ayşe Görür'ü kutluyorum bu güzel çeviri için.










Okurken kitapla beraber yaşadım, dağıldım ve dünyayla ilişkimi kestim. Hele son bölümü çok etkileyici, o kadar ki rüyama bile girdi.





 Orjinal adı, " Me before you ". Eğer kitap okuma alışkanlığınız yoksa bile bu kitabı edinin. Tracy William'ın tanıtım yazısında dediği gibi son bölümü evde okuyun, insanların içinde okursanız kendinizi tutmaya çalışırken bir enkaza dönüşebilirsiniz.






Will doğa sporları yapan, atletik, başarılı bir iş adamıyken bir kaza geçirir ve felç olur. Bir elini hafifçe oynatabilmek dışında bütün vücudu felçli kalır. Birkaç kere intihar girişiminde bulunur. Bunun üzerine annesi bir bakıcı tutar. Bakıcının adı Lou Clark'tır. Lou fakir bir ailenin iki kızından biridir ve çalışmak zorundadır. İstemeye istemeye de olsa bu iş görüşmesine gider ve işe kabul edilir.
İlk başlarda Will, Lou ile devamlı ters gider. Will'in bir de Nathan adında tıbbi yardımcısı vardır. Aslında Will ülkesinde yasal olan ötenazi için başvurmuş ve kabul edilmiştir. Hatta istemeyerek de olsa ailesi de bu durumu kabul etmiştir.
Daha fazla anlatmamayım, şimdi yazarken bile etkisi altına giriyorum. Mutlaka okuyun.

7 Şubat 2015 Cumartesi

İNCİ ARAL - KENDİ GECESİNDE

İnci Aral, Türk edebiyatının yaşayan en güçlü yazarlarından biri. Türk yazarlarının kitaplarını okumanın , çeviri romanlara göre en büyük avantajı, çeviri kötülüğünü yaşamamamız. Bu da kitabı zevkle ve içine girerek okumamızı sağlıyor. Aral bu romanında olayları sırayla anlatmamış ama çok güçlü ve uzun tasvirler var. Bu tarzı sevmeyenler zaman zaman okurken sıkıntı yaşayabilirler.





 
Zengin bir ailenin oğludur Hayali. Sanat eserleri kaçakçılığını meşru sayan bir baba, zengin ve gösterişli bir yaşam hırsıyla babasıyla beraber olmuş bir anne. Ama evli değiller çünkü babası zaten başkasıyla evli. Hizmetçinin telefonda " çocuk zaten piçmiş" sözüyle yıkılan, babasının mesleğiyle aslında utanç duyması ama bu işi yapmak zorunda kalacağını bilmesi, 12 Eylül'ün dayanılmaz siyasi ağırlığı Hayali'yi devamlı hayal kuran ve içine kapanan bir çocuk yapıyor. Karagöz ve Hacivat oyunlarına merak sarıyor ve "Kara" karekterini kendine arkadaş edinip bütün sırlarını onunla paylaşıyor. "Kara" bütün yaşamı boyunca bir gölge gibi yanında olacaktır. Hayali küçükken annesi birine aşık oluyor ve ailesini terk edip kaçıyo r. Hayali için yıkımların büyüğü bu oluyor. Hayali babasının kendi mesleğini devam ettirmesi için baskı yapmasına rağmen tıp fakültesini kazanıp doktor oluyor. Babası bu başarıyı bile küçümsüyor. Okul sonrası Hayali Güneydoğu'da zor şartlar altında askerlik yapıyor.


Askerliği sırasında Hayali bol bol düşünme, geleceği hakkında planlar yapma fırsatı buluyor. Askerden sonra Londra'ya gidiyor.






Burada çok genç ve yakışıklı bir moda tasarımcısı olan Reyan'la tanışıyor ve eşcinsel bir ilişki başlıyor. Bu çarpık ilişki romanda bütün kahramanlar tarafından hatta Hayali'nin babasından bile olaylanıyor gibi.



"Dinle Kara; sana sahilimi, sahillerimi, hayaletlerimi anlatacağım. Bir Doğu şehrinin soğuk hastanesindeki gece nöbetlerini, dağ eteklerindeki pusulardan getirilen parçalanmış genç bedenleri, narin sevgilim Dilda'yı. Aşklarımı, aşksız kalmalarımı, bütün mahrem, muhteşem ya da sefil, yıkım ve umut dolu anlarımı ve zamanla nasıl kirlenip çürüyerek kötü birine dönüşmüş olduğumu."

Aşkı ve düşüşü seçmiş ve uzak kalınmış bir anne, sevgi-nefret ekseninde dokunaklı bir baba oğul ilişkisi. Çocukluğun, ilk gençliğin ve cinselliğin arka bahçeleri. Zoraki kaçakçı Hayali, Londra'daki sürgününde geçmişini sorgularken genç moda tasarımcısı Reyan'la tanışır. Bu iki yaralı ve zor insan rüzgârlı, gölgeli, ama incelikli bir aşka yelken açarlar. İnci Aral bu kez, tanımak istemediğimiz, yakınında, hatta belki içindeyken bile kolay kabul edemediğimiz dünyalara eğiliyor. Reddedilmiş ilişkilerin ve aşkın ayrımsız halinin kendi içinde ne kadar doğal ve derin olabileceğini gösteriyor. Önyargı, tutuculuk ve genel geçer ahlakın köşeye kıstırdığı insanların özel yaşam alanları ve gecelere sığınarak hayaletlere dönüşmelerini anlatıyor. 

Kendi Gecesinde, Doğudan Batıya tüm çelişkileriyle bir Türkiye resmi çizerken kirlenme ve ayrışmalar sürecinde, yaşamın anlamı, mutluluk arayışı ve aşk üzerine okuru derin düşüncelere götüren bir roman. Siyasi ve toplumsal olguları mizahla harmanlayan geleneksel gölge oyunumuz Karagöz-Hacivat ise hikâyenin mozaiği.
(Tanıtım Bülteninden)
Türkçe
360 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm 
İstanbul, 2014
ISBN : 9786054927784