27 Mart 2016 Pazar

TERS DÜZ - MERT OFLUOĞLU



 Mert , Kafadergi bloğunun yazarı uzun süredir tanıdığımız, ilgi ile takip ettiğimiz birisi. Kitabının çıkacağını ilk öğrendiğim zaman çok heyecenlanmış ve de çok sevinmiştim. Hatta teşvik etmek amaçlı baskı bile uygulamıştım ikide bir son durumu sorarak. Nihayet bir süre önce kitabı çıktı, d&r lara ilk geldiği günde hemen aldım ama o sırada Ahmet Ümit'in son romanına başlamak üzere olduğumdan kitabın okunmaya başlanması uzun bir süre aldı.





Burada Mert'i kutluyorum uzun zamandır bir kitabı iki günde bitirmemiştim. İki sene çıkmasını beklediğim Ahmat Ümit kitabını okurken resmen hayal kırıklığı yaşadım çünkü kendi tarzı dışında tamamen tarih anlatan bir kitap, tarihi de hiç sevmeyen biri olarak sevemedim o kitabı. Böyle olunca da neredeyse iki ay sürdü bitmesi. 







Hemen Mert'in kitabına başladım. O kadar sürükleyici bir polisiye ki elinizden bırakamıyorsunuz. Hele son kısımları tam bir heyecan kasırgası. Dediğim gibi iki günde bitti. Kitabın devamının yakında çıkacağı müjdesini de bloğunda öğrendim ve sabırsızlıkla bekliyorum.





Kitabın ana kahramanı olan Ece Trabzon'un Bozbalık köyünde doğmuştur. On yaşına geldiğinde üvey annesi yüzünden İstanbul'a teyzesinin yanına taşınır. Yıllar sonra artık tanınmış bir yazardır ve geçmişini tamamen unutmuştur. Ama amcasından aldığı babasının kayıp haberi bütün yaşamını altüst eder. Bozbalık''a babasını bulmak ümidiyle gider ve gerçeklerle yüzyüze gelir. Burada kardeşleriyle tanışır, birçok sır perdesinin içinde kalır. Romanın son kısmı müthiş heyecanlı. Mutlaka okumanızı öneriyorum.

Kitap Altın Bilek yayınlarından çıktı.

19 Mart 2016 Cumartesi

ELVEDA GÜZEL VATANIM - AHMET ÜMİT



Çok kötü günler geçiriyoruz ülke olarak, yapacak bir şey de yok. İstiklal Caddesinde her iki kişiden biri sivil polis son günlerde ama adam geliyor caddenin tam göbeğinde bombayı patlatıyor. Alman hükümetinin bile haberi var üstelik yapacak olanın kimliği, fotografı ile ama biz sadece izliyoruz olayları. Neyse bu arada günlük yaşamı devam ettirmek zorundayız yoksa terörün esiri durumuna düşeriz.






Bir Ahmet Ümit kitabının bu kadar uzun süre elimde oradan oraya sürükleneceğini düşünmezdim. Oysa Tunca daha kitap piyasaya çıkmadan Ahmet Ümit'in tanıtımında alıp getirmişti ve bir Ahmet Ümit hastası olarak  uzun bir aradan sonra çıkan bu kitaba çok sevinmiştim. Ama bildiğimiz Ahmet Ümit polisiyelerinden çok değişik bir tarz. Tarihi bir dönem romanı.





Bu da açıkcası Tarihi sevmeyen biri olarak kitabı bitirdim ama sırf Ahmet Ümit hatırına. :)))) Ama eğer Tarih ilgi alanınızsa mutlaka çok severek ve merakla okursunuz çünkü çok da önemli bir oluşumu anlatıyor. "İttihat ve Terakki Cemiyeti" nin oluşumunu, yükselişini, tarihimizdeki çok önemli yerini öğreniyoruz.






Romanda ana karekter olan Şehsuvar Sami  annesi ile Selanik'te yaşamaktadır.Yahudi olan sevgilisi Ester, Ester'in dayısı Mösyö Leon diğer önemli karekterler. Şehsuvar Galatasaray Lisesini bitirmiş, Fransızcayı çok iyi konuşan biridir ve aklında hep Fransız Devrimi vardır. Bu arada Osmanlı İmparatorluğu Sultan Abdülhamit'le tamamen çöküşe geçmiştir. Şehsuvar meşrutiyet aşkıyla İttihat ve Terakki Cemiyetine katılır, bu devamlı dolaşması demektir. Buna katlanamayan Ester Fransa'ya gider ve oraya yerleşir.
Şehsuvar Sami Cemiyet içinde hırsıyla sevilir ve önemli görevler alan bir tetikçiye döner. Bir taraftan büyük aşk yaşadığı Ester'in yanına gitmek istese de, diğer taraftan vatan aşkıyla Cemiyetteki görevine devam eder. Bu süreç içinde Şehsuvar Sami ölüm korkusuyla Pera Palas otelinde kalmaktadır ve gidip gitmeyeceği belli olmamasına rağmen hergün Ester'e mektup yazar ve durumları anlatır.






Kitabın en sevdiğim kısmı son sayfalarıydı. Şimdi size o sayfalardan alıntılar aktarıyorum.

" Ölüm şehirlerimizi kaybetmekle başlar, vatanımızı kaybetmekle neticelenir."

" Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Hayır, bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece toprak parçası, ne su havzaları, ne ağaç silsilesi...  Annemizin şefkati, babamızın saçlarına düşen ak, ilk aşkımız, doğan çocuğumuz, dedelerimizin mezarlarıdır vatan... Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz."

Benim bildiğim Ahmet Ümit romanı değildi.Bütün kitaplarını hem de defalarca okumuş biri olarak Başkomiser Nevzat'ı, Nevzat'ın sevgilisi Evgania'yı, onun işlettiği Tatavla Meyhanesini, hatta gizemli kütüphaneleri, burada bulunan cesetleri, uşakların bu cinayetlerdeki rollerini aradım.