21 Eylül 2013 Cumartesi

SIĞIRCIĞIN İNTİHARI - DOĞAN ERDEM

Okunması gereken ilginç bir kitap. Gezideki kütüphaneden hatıra kaldı bana. :((  Kitapta iki roman iç içe. Özer'in hikayesi ile, M.Barlett'in kendi hikayesinin anlatıldığı iki kısımdan oluşuyor. Özer İstanbul'da kötü durumdaki şirketlerin bu durumundan sonuna kadar faydalanan ve bunu çeşitli yerlerde kul lanan biridir. Parası vardır ve büyük şehirlerde yaşamanın getirdiği bütün çarpıklıkları yaşar. Yaşamından memnundur.








Fakat bir gün işinden kovulur ve büyük bir boşluğa düşer. Bu sırada doğduğu kasabadan arkadaşı Cemil, kasabalarına gitmeyi teklif eder. Giderler veCemil burada babasıyla, eski aşkıyla, ölen annesiyle ve kasaba yaşamıyla istemese de yüzleşmek zorunda kalır. Bu yüzleşme tekrar İstanbul'a dönmesinin zor olduğunu ona kabul ettirir.









Romandaki ikinci hikayede ölümcül hastalığa yakalanmış insanların bu gerçekle yaşamaktansa eli ayağı tutarken intihar ederek onurlu bir şekilde ölmeleri gerektiği temasını işler. Yazar Fransa'da yaşamaktadır ve bu düşüncesinden ötürü akıl hastanesine yatırılmak istenmektedir. Bu düşünce ilk hikayedeki Özer'in sonunun da belirleyicisi olur.
Özer'in annesi intihar etmiştir. Özer geçmişini silmek istese de artık geri dönüş yoktur. Kendi öz yaşamını değiştirme gücüne sahip olamadığı noktada geriye intihar etmek kalmıştır. İstanbul'a yerleşerek büyük şehirlerdeki sorunlar olan sevgisizlik ve yalnız kalmışlığın ceremesini çekmiştir.
 




Yazarlar kimi şehirlere sahip çıkar, şehirler de yazarların adlarıyla özdeşleştirilirler. İstanbul'u da sahiplenenler olmuştur elbet; ama, yazın dünyasının sahiplendiği şehirlere öfke taşıyanlar da vardır. Büyük şehirlerin tümüne duyulan öfkedir aslında bu. 

Modern dünyanın, nasıl içimizi boşalttığını, bizi soğuk ve yalnız bir insan müsveddesine dönüştürdüğünü betimlerler. Doğan Erdem bu manada İstanbul'la cebelleşmeyi seçiyor. Küçük bir kasabada, modernitenin kapıları zorlamadığı sade bir dünyada, kendimizin farkına vararak yaşama hevesini depreştirmeyi yeğliyor. Ama yazar bu seçiminde de huysuz ve aksi...

Doğan Erdem, roman kahramanı Özer'i çocukluğunun travmalarını anımsayacağı, küllenen acılarını ortaya çıkaracağı bir yere taşımayı seçiyor. Yorulmuş bir şehirli için kalan tek umudu; yani ücra bir kasabada, içine dönüp kendini keşfederek yaşayabilme beklentisini de yok etmeyi, okuyucusunu umutsuzluğa sürüklemeyi tercih ediyor yazar. 
Şehrini taparcasına sevenlerle, taşrayı sade ve ruh yüklü bulanları kızdıracak kadar ileri giden bir roman oluyor en sonunda "Sığırcığın İntiharı..."

Doğan Erdem, şehirlerin nimetlerinden ustaca faydalanmayı bilen, küçük kasaba düşleri kurup hala saf olduğunu düşünen toplumsal bir kesiti öfkelendirecek, uygunsuz, rahatsız edici, sorgulayan bir roman koyuyor önümüze. 

Hiçbir satırını atlamadan okuyun. Sizi anlatan her tümcenin altını çizin. Her korkunuzla yüzleşin. Umudu umutsuzlukta aramayı deneyin. Olacak.

"Memleket denilen şey bir yere ait olmanın sonucudur ve ben bu yaşa değin hiçbir yere memleket demeyi beceremedim. Ait olmak tutsaklıktır, diyordum soranlara. Oysa bazen kendimi dahi inandıramadığım bana saçma sapan gelen bir laftı. Bir yere ait olmayı çok isterdim aslında. Caddelerinde yürürken tanıdığım, çekinmeyeceğim, kendimi kollamak zorunda olmadığım insanlara rastladığım bir yere... Üstümden yağmur boşalırken sığınacağım bir saçak altı kadar korunaklı duyumsayacağım bir yere..."
(Tanıtım Bülteninden)
Türkçe
240 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 21 cm 
İstanbul, 2010, 1. Basım
ISBN : 9786055711177
Yayın Yönetmeni : Nurettin Hacıkurtiş
Sayfa Tasarımı : Atiye Irmak
Kapak Uygulama : Serkan Sinay
Kapak Tasarımı : Yunus Karaaslan
Editör : Ece Özbaş Korkmaz

12 yorum:

  1. merhaba tamda bu gün yazarın yaşadıkları gibi hisse kapıldım küçük bir kasaba köy teknolojisiz bir hayat geldi geçti aklımdan büyük şehirler hem yoruyor hemde yıpratıyor her şey hazır hadi gel köyümüze geri dönelim misali sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asiye hanım sizi burada da görmek ne güzel. Ama yazar bu ikilem sonucu bunalıma giriyor ve son kötü oluyor. Teşekkür ederim yorumunuza.

      Sil
  2. Degisik bir kitap sanki..sonuda kotu oluyormus:(( notumu aldim ama..
    keyifli bol taze balikli pazar gunu diledim:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet değişik bir konu. Okunmalı bence de. Teşekkür yoruma.

      Sil
  3. hımm yeni bir yazar keşfettim ben de, teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni bir yazar ve çok değişik bir roman.Rahat da okunuyor. Teşekküe ederim.

      Sil
  4. Çok güzel bir romana benziyor.Çok ilgi çekici.Paylaşım için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  5. Burayı da ziyaretiniz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Aaa koşarak geldim hem de..:))
    Nasıl gelmem.. Tam benlik bir blog.. Hemen takipçiniz oldum tanıştığıma da çok memnun oldum..:))
    Yakından takipçinizim bundan sonra...
    Selam ve sevgiler..:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum ziyaretinize ve yorumunuza.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil