26 Ocak 2014 Pazar

UÇURTMA AVCISI - KHALED HOSSEINI




Gene uzun zamandır evde okunmayı bekleyen bir Khaled Hosseını kitabı. Orjinal adı, " The Kite Runner ", Bin Muhteşem Güneşte olduğu gibi Püren Özgören'in inanılmaz güzel çevirisi.
"Ateş düştüğü yeri yakar" derler ya, uzaktan Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgal etmesini izlemiş ama oradaki insanlar üzerindeki etkisini, içinde barındırdığı dramları çok da fazla düşünmemiştim.







Khaled Hosseını işte bu dramın bir kesitini çok çarpıcı bir şekilde anlatmış bu kitapta. Bu kitabı ile Hosseını, Afganistan'ın en önemli yazarlarından biri olmuş.







Emir ve Hasan'ın süt anneleri birdir. İkisi beraber büyümüştür ve çok iyi arkadaştırlar. Ama aralarında ekonomik ve sınıfsal ayrılıklar vardır. Emir'in babasının çevresi çok geniştir ve yardımseverliği ile tanınmaktadır. Hasan'ın babası ise Emir'lerin hizmetlisidir. Uçurtma uçurmak ve uçurma yarışlarına katılmak çocukların en büyük eğlencesidir. Böyle bir yarış günü Emir ve Hasan'ın başı, yörenin belalı çocuklarıyla derde girer. Hasan, Emir'i kurtarmak için kendini öne atar. Hasan cinsel şiddete maruz kalır. Bu durumu gören Emir, Hasan'a yardım etmek yerine kaçmayı seçer. Bu kaçış Emir'in yaşamının sonuna kadar onun kabusu olur, kendini her zaman suçlu hisseder.








Emir bu utançla yaşamını Hasan'la aynı yerde sürdüremeyeceğini anlar ve Hasan'a tuzak kurar. Hasan bu tuzak sonucu hırsızlıkla suçlanır. Hasan'ın babası bu utançla artık orada kalamaz ve bölgeyi terk eder.

Bu sırada Sovyet işgali başlamıştır. Bunun sonucu Emir ve babası her şeylerini kaybederler. Afganistan'da daha fazla barınamazlar ve çok zorlu bir yolculuk sonucu Amerika'ya giderler. Amerika'da yaşamlarını normal bir düzeye getirirler ama bu sefer de Emir'in babası ölümcül bir hastalığa yakalanır. Emir burada Afgan bir kızla evlenir ama çocukları olamayacaktır. Hastalığın sonucu babası ölür.








Aradan yıllar geçer, Emir'in yazdığı romanlar yayınlanır, ekonomik durumları bu sayede düzelir. Ama ummadığı anda Afganistan'dan gelen bir telefon Hasan'ın başının dertte olduğunu söyler. Zaten hala vicdan azabı çeken Emir hemen Afganistan'a döner. Hasan ölmüştür ama onun bir oğlu vardır ve kaçırılmıştır. Şimdi Emir'in önünde iki yol vardır. Ya tekrar kaçışı seçecektir, ya da Hasan'ın oğlunu kurtaracak ve vicdanını rahatlatacaktır.

Devamını anlatmıyorum, belki okuyanınız olur heyecanı kaçmasın. Ama mutlaka okunması gereken bir roman.

Arka kapak bilgisi:

Emir ve Hasan, Kabilde monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emirle Hasanın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur.

Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip Californiaya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasanın hatırasından kopamaz.

Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.

Uçurtma Avcısında anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...

2 yorum:

  1. Filmini izlemiş ve çok etkilenmiştim.. Sanırım kitabını okumaya dayanamam.. İnsanın içini acıtıyor bu tür hikayeler...

    YanıtlaSil
  2. Doğru filmi de vardı.İnsanın içini acıtıyor ama gerçek olaylar. Teşekkür ederim yorumunuza.

    YanıtlaSil